Duygularınızı Seçin

Duygularımız en yüksek yaratım frekansımızı belirler… Eğer bir niyet koyarken, başka bir duygunun frekansında titreşiyorsak, duygumuzun yaratımı gerçekleşecektir..

Duygular yoğun bir frekans salınımı yapar ve bu nedenle bulaşıcıdır. Eğer yakınınızdaki kişinin korku duygusu baskınsa belli süre içerisinde içinizdeki korkuyu tetiklemeye başlar. Sevgi frekansı aktifse içinizdeki sevgiyi… Bu durumda duygu bize ait gibi hissederiz ancak aslında tetikleyen başkalarıdır.

Devamını oku

Farkındalık artarsa ne olur?

Aslında çok bir şey olmaz. Sadece zaten görmekte olduğunuzu daha fazla algılamaya başlarsınız. İyi, kötü, doğru, yanlış, mutluluk ve acı gözlerinizin önündedir. O kadar önünüzdedir ki içiçe geçmeye başlar. Ayırmazsınız :)

Dahası duygular gelirler ve giderler. Acı da gerçektir, sevgi de… Sevinç de hüzün de… Hepsini kabul edebilme beceriniz gelişir. Buyur edersiniz içeri, mutlak bir teslimiyetle… Ve işte o zaman farkedersiniz aslında bu duyguların bir yerden gelip gitmediğini.. Zaten içinizde akıp durduğunu… Bir çoğunu hissetmeyi, en azından farklı zamanlarda, kendinize yasakladığınız çarpar yüzünüze.. O zaman şu soru karıştırmaya başlar aklınızı: ” Eğer deneyimleri yaratan ona yüklediğim duygularımsa, ve eğer bütün bu duygular zaten benim içimde akıp duruyorsa; o zaman deneyimlerimi yaratan nedir? Bu deneyimler nereden gelir?” İşte o zaman anlamaya başlarsınız neden alimler hep ” içeri bak” der… Gördüğüm herşey zaten benim içimdedir dersiniz…

Devamını oku

Duygularınızı Seçin

Duygularımız en yüksek yaratım frekansımızı belirler… Eğer bir niyet koyarken, başka bir duygunun frekansında titreşiyorsak, duygumuzun yaratımı gerçekleşecektir..

Duygular yoğun bir frekans salınımı yapar ve bu nedenle bulaşıcıdır. Eğer yakınınızdaki kişinin korku duygusu baskınsa belli süre içerisinde içinizdeki korkuyu tetiklemeye başlar. Sevgi frekansı aktifse içinizdeki sevgiyi… Bu durumda duygu bize ait gibi hissederiz ancak aslında tetikleyen başkalarıdır.

Devamını oku

Çok öfkeliyim; peki sen?

Harika bir gün… Ailenizle, dostlarınızla veya sevdiğiniz birileriyle birlikte dışarı çıktınız. Keyfiniz son derece yerinde, gülüp eğleniyorsunuz. O sırada yoldan geçen hiç tanımadığınız biri sizi hedef alarak hakaret etmeye başladı. Ne yaparsınız?

Genellikle ilk tepkimiz öfkeyi damarlarımızda hissetmek olur. Daha sonra o güne kadar bize öğretildiği şekilde bu öfkeyi ifade ederiz. Karşılıklı küfürleşmeler, kavga veya en azından hızla oradan uzaklaşma beklenen ihtimallerden bazıları… Ancak hemen hepimizin o az önceki neşesinden eser kalmaz değil mi?  Peki neden? Neden bu öfkeyi hissederiz?

Devamını oku