Neydi iyi kalplilik?

Korktum bugün… Hem de çok korktum… Oysa kendimi iyi kalpli sanırdım…

İçimde yürüyüşe çıkmıştım. Çiçekler, böcekler derken, karşımdan kalbimin henüz dokunulmamış, son derece hassas ve son derece kırılgan bir yanı çıkageldi…

Güçlü bir kadındım ya hani ben… Hani incinmenin, kalp kırıklığının ruhsal bağlantımı kestiğimi görünce kırılmayı da bırakmıştım. Bu kadar naif, bu kadar kırılgan, cam gibi bir parçamı görünce şaşırdım önce…

Sonra korktum birden. Öyle az buz değil çok korktum. Bu kırılganlığımı anlayıp, çözüp bir yere koyana kadar zamana ihtiyacım vardı. Bir de baktım içimin savaşçı yanı, bu camdan yanımın kırılganlığı, hassaslığı nedeniyle kılınç kuşanmış…

Tamam niyeti “nefsi müdafa” idi ama hiç çekilen kılınç, kınındaki gibi durur mu? Durmuyor. Zihnim olası tehditlere karşı savaş planları yaparken, dilim en güvendiklerime karşı “eğer beni incitirsen…” diye tehditler savuruyor…

Biliyorum içi(m)(n)de bir kötülük yok ama yoksa var mı? Dünyadaki tüm kötülükler “nefs-i müdafa” ile başlamadı mı? Ya aç kalırsam diye aç gözlülük, ya zarar görürsem diye zarar verme… Hepsi ama hepsi bir korku ile başlamadı mı?
Tırnaklarımı çıkarmış beklerken görünce kendimi, yeniden sorguladım “Neydi ki iyi kalplilik?”

İyi kalplilik, temiz kalplilik, kimseye kötülük yapmaya istekli olmamak değil miydi? İyi de zarar görmekten çok korkan, bunu önlemek için tüm gördüğü güzel insanlarda bile karanlık bir yan arayan biri yine de iyi /temiz kalpli olabilir miydi?

Neyi beklersen onu görürsün. Sürekli insanların stratejik davrandığını, sahte olabileceğini, zarar vereceğini düşünmek de bize sürekli tehditleri göstermez miydi? O kınından çıkmış kılınç mesela gün gelip de “yanlış anlaşılmış” bir masuma saplanmaz mıydı? İnsan korktukça, bir art niyet bekledikçe sonunda direncini yitirip bir kötülük yapmaz mıydı?

Oysa düne kadar güvende hissediyordum kendimi… Oysa düne kadar rengimi “bembeyaz”, kalbimi temiz sanıyordum. Bugün gördüm ki kalbim kırılgan yerinden kararmış…

—-

Ey içimin hassas yanı… Tez vakitte sana ne olduğunu anlamaya, seni de çözüp ruhumun henüz tespit edemediğim yaralarını sarmaya niyet ediyorum. Bundan sonra önceliğim sana da kendi içindeki gücünü buldurmak olsun.

Ama bu süreçte kalbimi karatma ve insandaki kötülüğü arama pahasına koruyamam ben seni… Yeniden doğmak için, bir kez daha, ölmeyi göze alıyorum… Korkumdan kurtulmak, aydınlanmamış yanımı aydınlatmak için, bir kez daha, karanlığımın içinden geçmeyi seçiyorum…

Seni benden daha güçlü olan bütünün merhametine teslim ediyorum… İlahi ışık ve sevgi rehberim olsun…
Var oluşa güven ve aşkla…




Yorum Yap