Duygularınızı Seçin

Duygularımız en yüksek yaratım frekansımızı belirler… Eğer bir niyet koyarken, başka bir duygunun frekansında titreşiyorsak, duygumuzun yaratımı gerçekleşecektir..

Duygular yoğun bir frekans salınımı yapar ve bu nedenle bulaşıcıdır. Eğer yakınınızdaki kişinin korku duygusu baskınsa belli süre içerisinde içinizdeki korkuyu tetiklemeye başlar. Sevgi frekansı aktifse içinizdeki sevgiyi… Bu durumda duygu bize ait gibi hissederiz ancak aslında tetikleyen başkalarıdır.

Devamını oku

Kalbinin duygularına kapanması kadar hiçbir şey ruhu sıkıştıramaz

Kalbinin duygularına kapanması kadar hiçbir şey ruhu sıkıştıramaz. Yaşam oyununa katılmak istiyorsan duygularını ön yargısız, manipüle etmeden hissetmeyi öğrenmelisin.

Gerçekten yaşamaya karar verdiğinde sevinç, neşe ve coşku kadar, korku, acı ve üzüntü de hissedeceksin. Bu duygular da senin yaşaman, büyümen ve gelişmen içindir. Hepsini yaşamak insanca ve güvenlidir.

Devamını oku

Küp ile Küre

I
nsan gençliğinde bir küpmüş. Düştü mü düştüğü yerde kalırmış ilk zamanlar. Ama her düşüşte bir köşesi kırıla kırıla, sonunda bir küreye dönüşür, yuvarlanııııır, gidermiş. Anlayacağın ilk düşüşlerin acıtır. Ama her düşüşün sana bir dahasında daha usturuplu düşmeyi öğretir kızım…”

Babam ne zaman bir şeye çok üzülsem, kızsam bu örneği verirdi.

Yani evet, tam da böyle aslında… Gençken başımıza ne geldiyse, olay mahallinde kalır, niye oldu, neden beni buldu, ben ne yaptım bunu hak etmek için diye sızlanır dururuz ya.. Yuvarlanır gidemeyiz bir türlü oradan. Ha bire o anı düşünür, kurar dururuz. Hani küp şeklindeyiz ya, düştüğümüz yerden kalkamayız bir türlü.
İlk kırılan köşeler çok acıtır, öyle böyle değil..!

Ve hayat bu , illa ki düşürür.

Devamını oku

Ruh özgür olmak ister

Başkaları ile ilgili güzel düşünceleri içinde tutmamalı insan… Hem de gidip yüzüne söylemeli… Bir insanın kendini deneyimlemesine (farkında olarak yaşamasına) vesile olmak, kendini deneyimlemeye de vesile olmaya dönüşür.. Verdiğin kadar alırsın çünkü..

İnsan mutlu olduğunu da göstermeli… Küçük büyük her türlü mutluluğunu paylaşmalı hem de önce vesile olan kişiyle.. Böylelikle çevresindekiler “eğer isterlerse” o kişiyi nasıl mutlu edeceklerini bilmeliler… Bildikten sonra ise gerisi teslimiyettir. Kim, sizin için neyi, ne kadar yapmaya gönüllü açıkça görebilirsiniz…

Devamını oku

Sevgili içimdeki canavarım… Elma dersem çık, armut dersem çıkma!

Hepimiz içimizde bir çok canavar olduğuna inanıyoruz aslında… Öyle çok korkuyoruz ki bu canavarlardan, sanki arkamızı bir dakika dönsek, elimizi üzerinden bir dakika çeksek, birden fırlayacak ve hayatımızın altını üstüne getirecek :)

Tam da bu yüzden hep bastırıyoruz onları… Ve biz bastırmak için enerji harcadıkça, gözümüzdeki büyüklüğü de artıyor :)

Biliyor musunuz? Kendisine en çok bu kötülüğü yapan insanlar, özünde çok temiz niyetli insanlardır. Niyetleri ve kalpleri kirli ruhların, yaptıklarını yapmaları için her zaman bir geçerli(!) nedenleri vardır zaten. En kötü şeytana uymuşlardır. ;)
Temiz niyetli insanlar ise “canavarlarına sahip çıktıkları için” güzel değillerdir aslında… Zaten güzellerdir de bu yüzden de, hiç de adil olmayan şekilde, kendilerindeki en ufak bir karanlığa tahammül edemediklerinden yaparlar bunu.

Devamını oku